Turkish | English | |||
---|---|---|---|---|
General | ||||
General | tur yapmak | make a tour v. | ||
He made a tour of Europe. Avrupa'da bir tur yaptı. More Sentences |
||||
General | tur yapmak | lap v. | ||
General | tur yapmak | tour v. | ||
Tourism | ||||
Tourism | tur yapmak | tourist v. |
Turkish | English | |
---|---|---|
Politics | ||
Politics | (seçim kampanyası çalışması olarak) tüm ara istasyonlarda durarak tur yapmak | whistle-stop v. |
Marine | ||
Marine | (bocurgat) yeni bir tur dönüş yapmak | weatherbit v. |